Mehmet Demirkol / Fanatik: Muslera özel bir kişilik. Bir sporcuda aradığınız hangi özellik varsa hepsi ve daha fazlası onda var. İşini her zaman ciddiye alıyor ama keyfi de gözlerinden okunuyor. Hırsı içinde fokurduyor. Bunu özellikle gol yediğinde görüyorsunuz ama en sert rakibine bile saygısızlık yapmıyor. Bazen herkes yatıyor o ayakta kalıyor. Ama o havasını hiç atmıyor. Ve ayağı kırılıyor, sanki küçük bir sıyrıkmış gibi sedyeye oturuyor.. Muslera özel bir sporcu. Haza beyefendi.
Şimdiden Galatasaray’ın ve ligimizin gelmiş geçmiş en büyük yıldızları arasına adını yazdırdı. Seneler evvel Selçuk İnan için Türk futbol tarihinin gidişatını değiştiren adam demiştim. Ama Muslera bunun çok ötesine geçti. 10 yıldır lige damga vuruyor. Geçmiş olsun Nando. Daha sağlam döneceğinden hiç şüphem yok. Bu sakatlığa bir Andone’nin talihsizliği eklenince maç hakkında yazmak zor tabii.
Özetle: Saracchi’yi savunma görevlerinden kurtarmanız lazım. Onun arkasını Ahmet Çalık’la kapatmaya çalışınca sorun büyüdü. Ünal Karaman’ın planı da buydu. Donk ve Lemina’yı baskılayıp Mariano’ya döndürmediler, Ahmet’in oyun kurmasını istediler. Bu Galatasaray’ın işini çok zorlaştırdı. İyi baskı yaptılar. Hem oyun kurdurmadılar hem Uruguaylı'nın arkasına kolay sarktılar. 5 değişiklik hocalara oyuncuyu ya da oyunu değil takımı değiştirme şansı veriyor neredeyse. Terim 2. yarıda bunu yapmaya çalıştı ama yapamadı.
Serdar Ali Çelikler / Habertürk : Her şeyden evvel Fernando Muslera'ya çok ama çok üzüldüm. Çok şanssız bir pozisyonda ayağında iki kemik kırıldı. Kendisine acil şifalar diliyorum ve "Mejorete pronto Nando" diyorum.
Ligin en kaliteli ve etkili oyuncusunu kaybetmenin üzüntüsünü tüm futbolseverleri üzmüştür diye düşünüyorum. Geçen yıl da Rize'de Emre Akbaba'nın ayağı kırılmış; Rize öne geçmiş ama G.Saray çok tartışmalı kararların verildiği maçta 90 + 7'de bulduğu golle şampiyonluğa tutunmuştu.
Dün de Rize maçında 2 ismini kaybeden G.Saray, bana göre yanlış bir penaltıyla geriye düştü. Hakem Yaşar Kemal Uğurlu penaltı görmüş olsa dahi VAR hakemi Koray Gençerler'in Uğurlu'yu ikaz etmesi gerekirdi. Saracchi'nin bir müdahalesi var ama o kısmi temas ile penaltı olmaz bana göre. Bence hatalı karardı.
Buna karşın maçta galibiyeti daha fazla isteyen, artık sezona daha hazır başlayan, daha konsantre olan kesinlikle Rizespor'du. G.Saray'ın çok ama çok kötü olduğunu söylemeliyiz. Rize bir kaç kez ceza alanına gelebilse de hemen hepsinde bir aksiyon buldu.
G.Saray bence psikolojik olarak bozuldu ve sezon finali geldi. Marcao sakattı. Muslera eklendi. Luyindama zaten yok. Andone yokken Adem de cezalı oldu ve Donk da olmayacak haftaya. G.Saray yapısal olarak zirveden koptu mu ikinciliği falan hedefleyebilen bir kulüp değil. Trabzon ve Başakşehir de dahil kalan 7 maçı da kazansa bu G.Saray'a yetmeyebilir. Bu psikolojide yeniden ayağa kalkmaları da zor olabilir.
Erman Toroğlu / Fotomaç: Sonunda Muslera sakatlandı. Peki neden 'sonunda' kelimesini kullandım? Bu Muslera inanılmaz işler yaparak G.Saray'ı çok maçta ipten aldı ve maçı kazandırdı.
Ama dün akşam olduğu gibi arkadaşları yine yürüyorlardı. Sakatlanana kadar 2-3 kez rakiple karşı karşıya kalıp topu çıkardı, sonunda öyle bir pozizyonda sakatlandı ki G.Saray'ı ipten alamadığı gibi kendini feda etti.
G.Saray için sezon bitti. Bu saatten sonra gelecek sezona bakacaklar. G.Saray artık diğer takımlar gibi altyapıya dönecek. Yani canı gönülden oynayacak futbolculara dönecek. Dün akşamdan sonra Trabzon'la Başakşehir yarışta baş başa kaldılar.
Dün gece Muslera'dan başka hiçbir G.Saraylı oyuncu canı gönülden futbol oynamadılar. Hani lejyonerler vardır ya paralı askerler, aynı onun gibilerdi.
Deniz Çoban / Fanatik: Bayrağın geciktirilmesi hakemlerden istenen bir uygulama. 38’de Rizespor lehine verilen penaltıda, Saracchi’nin Samudio ile mücadelesindeki penaltı kararını ağır eleştiremem. Saracchi’nin Rizesporlu oyuncuya teması vara ama bence devam kararı daha doğru olurdu. Andone’nin sakatlandığı pozisyonunun ise, faulden çok bir kaza olduğu fikrindeyim. Bu nedenle penaltı kararınının çıkmamasını doğru buluyorum.
Reha Kapsal / Fotomaç: Pandemi sürecinden sonra Rize deplasmanına çıkan Galatasaray'da hem oyuncular hem de teknik direktör Fatih Terim'in arayı iyi geçirmediği görüldü. Oyuncular hem fiziksel hem de mental olarak maça hazır olmadıkları gibi oyun içinde rakibe ve skora hiç tepki vermediler.Coşkusuz, isteksiz ve skoru kabul eden bir görüntü içindeydi.
Buna bir de Fatih Terim'in teknik, taktik olarak sahaya çıkan 11'i ile daha sonra oyuncu hamleleri, dizilişleri değiştirmesi olumlu bir şekilde yansımayınca mağlup olmak sarı-kırmızılılar için kaçınılmazdı.
Özellikle hücum oyncularının ileride top tutamaması, pozisyon bulamaması, arkadaşlarının onları pozisyona sokamaması, özellikle ilk yarıda orta sahada ön alan baskısı yapamayışı, rakibi tehdit edecek hiçbir anlayış içinde olmayışı mağlubiyetin en önemli etkenleriydi.
Galatasaray maksimum güce ulaşmış, temposuyla, taktiğiyle, tekniğiyle ligin tozunu atarken, uzak ara Süper Lig’in en iyi takımı özelliğini kazanmışken “virüs”e yakalandı. Hızı kesildi, tavan yapan bütün göstergeler sıfırlandı. Ağır darbe yedi. Bitse, bununla kalsa neyse... Önce Fatih Terim, ardından iki başkan vekili, virüsle maç yapmaya başladılar, neyse ki kazandılar. Ama kötü kader ağlarını örmeye devam etti. Ardından Başkan’ın çok daha ağır hastalığı...
Şansal Büyüka / Milliyet: Gazeteden “maçı yaz” dediler. Nasıl yazayım, kalem elden düşüyor. Havam-civam, moralim-motivasyonum, neyim varsa hepsi sıfırlandı. İflas edip kepenk kapatan tüccar gibiyim. Muslera hevesimi, heyecanımı, maç izleme merakımı aldı götürdü. Bu sakatlığa çok üzüldüm çoook... Gerçekten içim yanıyor. Sanki bu sezon Galatasaray’ı reddediyor, istemiyor gibi... Bunun adı şanssızlık, uğursuzluk olabilir mi? Çok daha fazlası... Bir takımın başına ne kadar kötülük varsa, hepsi birden gelir mi?
Kabul edelim ki bu süreç, Galatasaray’ın dikkatini ve meşguliyetini dağıttı, başka alanlara çekti. Takım bazı dönemler çalışmalara uzun süreli ara vermek zorunda bile kaldı. Kötü kader fazla mesai yapmaya devam etti. Takım omurgasının iki çok önemli adamı, önce Marcao, sonra Galatasaray’ın “vazgeçilmez”i, güzel adam Muslera sezonu kapattı. Üstelik Muslera’nın bacağının kırıldığı pozisyonun başlangıcı ofsayt... VAR kesin iptal edecek. Pisi pisine gitti Muslera... Andone’nin sakatlığını saymıyorum bile... Dileyelim bu son olsun. Dileyelim kötü kader insafa gelsin.
Ahmet Çakar / Sabah: Bence dün gece Galatasaray şampiyonluğu kaybetti. Sadece şampiyonluğu değil Muslera'yı en az 6 ay, Andone'yi ise kaç ay bilmem. İnsanın aklına mistik olaylar geliyor. Geçen sene Galatasaray bu sahada Türk hakemliğinin '11 Eylül'ü diye nitelediğimiz hakem operasyonu ile galip gelmişti. Ve o hakemin lisansı sezon sonunda da iptal edilmişti.
Dün geceki sakatlıklara bakıyoruz. Asla Rizesporlu oyuncuların kastı yok. Galatasaray'ın rezil bir futbol oynadığı da çok açık. Vasatı bulan birkaç oyuncu dışında Galatasaray emeklilerin yaz kamplarında oynadığı futbol gibi oynadı. Bazı oyuncular var ki adını ilk defa 40'lı dakikalarda duyduk. Mesela Falcao... Acı olan şu, G.Saray kötü de oynasa sahada adeta geçen senenin intikamını alırcasına kararalar veren bir hakem vardı.
G.Saray'ın aleyhine verdiği penaltıya asla katılmıyorum. Darbe var, darbeden sonra Rizesporlu oyuncu ayağını yere basıyor, bir adım daha atıyor, baktı ki Okan Kocuk topa yetişecek kendini yere atıyor. Bu penaltı doğru değil. Aynı hakeme sormak lazım, ikinci yarıda Andone'nin sakatlandığı pozisyonda VAR'ın, hakemi kenara davet etmesi normal ve usule uygun olmasa da madem davet edildin, orada Rizesporlu kalecinin topa teması yok ve Andone'nin diz kapağının üzerine düşüyor. Maden VAR çağırdı, futbolun düz mantığında o da penaltı. Yine ilk yarıda Donk'a yapılan net penaltı var. O da es geçildi. Dedik ya Türk hakemliğinde bazı yıllar bir takıma bazı yıllar başka bir takıma çalışan bir gladyo var. İstedikleri operasyonları çekiyorlar, istedikleri gibi at koşturuyorlar.