UĞUR MELEKE (HÜRRİYET) - Bu orta saha modeli, Torrent’in oynatmak istediği oyuna uygun değil. Galatasaray’ın 2010-11 sezonunda benzer bir orta sahası vardı, BAM diye anılan... O sezon Barış-Ayhan-Mustafa Sarp’ın çabaları saygıdeğerdi ama yaratıcılıkları eksikti, bu sezon da BETA (BerkanTaylan) ikilisinin öyküsü benzer. Berkan-Taylan’la oynanan şey, futbolun BETA sürümü sanki. Bir güncellemeye ihtiyaç var gibi. Elbette Galatasaray’ın tek sorunu merkez orta saha değil. Sahada net bir özgüven eksikliği de var. Kerem’in ilk 1 saatte yaptığı top kayıpları bunun net bir göstergesi. Pena ve Gomis’in katılımının bir özgüven artışı sağlayacağı kesin. Dün Gomis sahadayken modu değiştirdi bayağı. Pulgar’ın ilk 11 başlaması da etkileyebilir ritmi.
ŞANSAL BÜYÜKA (MİLLİYET) - Galatasaray takımı, Kayseri maçının ilk yarısında resmen “iflas” etti. Futbol adına “sıfır” çekti. Seyircisini bile deliye çevirdi. O seyirci müthiş coşkuyla karşıladığı Galatasaray takımını, ilk yarı sonunda yuhlar ve ıslıklarla soyunma odasına gönderdi. Yemin ediyorum, ilk yarı sonunda hanıma “okkalı” bir duble Türk kahvesi söyledim, uykum açılsın diye... Galatasaray takımının önce kendi camiasına, tribünlerdeki seyirciye, ekran başında umutlarını ve zamanlarını bu maça bağlayanlara “işkence” çektirmeye hakkı yok. Hadi kötüsün, beceriksizsin, Galatasaray kalibresinin altında futbolcusun. Bütün bunlara rağmen, koşmana, mücadele etmene, hırslı, coşkulu oynamana engel olan ne var? Kötü oyna ama koş... Yanlış yap ama mücadele et... Bunların dünya yansa, hasırları yanmaz. Umurlarında bile değil... Galatasaray ilk yarıyı berbat, ikinci yarıyı vasat oynadı. Bu oyuna rağmen kaybetse yazık olurdu. Çünkü Kayseri hiçbir şey oynamadı. Buna rağmen; bizim alıştığımız, bizim yaşadığımız, destanlarına tanıklık ettiğimiz Galatasaray, asla bu Galatasaray olamaz. Sezon başında anlamsız bir gençleştirme adına güzelim Galatasaray’ın canına okudular. Ektiklerini biçiyorlar diyeceğim ama; başkanın, hocaların günahını, bu anlamsız gençleştirmenin faturasını, facia denebilecek kadro mühendisliğinin cezasını niye seyirci çeksin? Galatasaray’ı yönetenlerin faturasını bu seyirci ödemek zorunda değil ki... Hem de her maç aynı acıyı çekerek...
DENİZ ÇOBAN (FANATİK) - Bu maç ile lgili eleştirilecek tek konu, Kayserispor’un kazandığı goldeki VAR kontrolünde yaşandı. Alper Ulusoy bu pozisyonla ilgili ofsayt çizgisi çizerek yayına verdi. Bu şu anlama gelir: “Kale içinde topa ve rakibe müdahale etmeden duran Thiam, ofsayt çıksaydı; VAR'ın kararı ofsayt olacaktı!” Bu pozisyonda Thiam şeklen ofsayt pozisyonunda da olsa asla ofsayt yoktu. VAR’daki Ulusoy, Thiam ofsayt çıkmadığı için büyük bir hatanın kıyısından tesadüfen dönmüş oldu.
BÜLENT TİMURLENK (SABAH) - Torrent'in takımı için daha uygun bir rakip bulamazdınız ama her şey Emre Kılınç'ın mide spazmıyla değişti. Değişmemesi lazım ama değişti! Bu trajediyi yaratan orta sahada Berkan ve Taylan varsa ve siz de Pulgar'ı almışsanız onu 11'e koyarsınız. Emre yoksa Halil ile başlar sol bekte Ömer'e formayı verir 8+3'ün kapanına sıkıştım demezsiniz. Torrent rakipleri tanımıyor olabilir ama bir ayda daha kendi takımını öğrenemedi. İlk yarıda forvet arkasındaki Feghouli, Boey-Babel kanadına bitişik oynayınca en büyük silahları Kerem solda top almaz oldu. 8 numara oynayan Berkan'ın topu ters kanata döndürmesi lazım ama böyle bir yeteneği olsa sadece çok koşmakla anılmazdı. Kerem 2. yarıda göbeğe kaçıp bu sorunu çözmeye çalıştı ama… Yönetim katında da saha kenarında da kötü yönetilen Galatasaray'ın taraftarına olan borcu ödenemez boyuttadır artık. Konkordato ilan etsinler (!)
MUSTAFA SAPMAZ (AKŞAM) - Yazar Sam Lee, bu yılın ilk günlerinde orada bir Domenec Torrent röportajı kaleme aldı. Yazı şu cümleyle başlıyordu: "Domenec Torrent beş dil biliyor: İspanyolca, Katalanca, İngilizce, Almanca ve Guardiolaca." Peki dün izlediğimiz Galatasaray hangi dili konuşuyordu? Galatasaray'ın üç yıl süre isteyerek başladığı sezonda geldiği noktadaysa, taraftarın tahammülünün kalmadığı tek şey zaman. Bu da dün her geri-yana pasta etkisini ıslık olarak kendini gösterdi. Oyunun gelişmesindeki zorluğa bir de bunu ekleyin! Sarı-kırmızılıları Avrupa'da ilerleten deneyim değildi. Dinamizmdi. Dün kurduğu on birde deneyimi tercih etti Torrent. Bulduğunu atmak umuduyla. Pas konusunda istediğini aldı. Ancak bu tercih iki olumsuzluğa sebep oldu: Topa hız veremedi, kaptırdığı topa baskı yapamadı. Haliyle kendi felsefesinden uzaklaştı.
ÖMER ÜRÜNDÜL (SABAH) - Dünkü maç çok ilginç başladı. Altay Bayındır, uzun ayrılıktan sonra ilk defa kaleyi devralmıştı. Giresunspor'un yeni transferi Chiquinho'nun ilk maçı… Ülkeyi ve arkadaşlarını tanımıyor. Daha ikinci dakikaya girmeden güzel bir gol atıyor. İsmail Kartal'ın ilk 11'i hatalıydı. Rossi, 11 başladı ama fizik olarak tamamen tükendiği haftalardır ortada... İkinci yanlışı ise orta sahanın merkezinin 3'ünün de ön libero özelliği taşımasıydı. Fenerbahçe erken skor dezavantajına düştükten sonra 15 dakika bocaladı. Bu arada 2. golü de yiyebilirdi. Sonrasında oyun dengelendi. Başta Valencia ve Mert Hakan olmak üzere bazı futbolcular sahaya hırs yansıttılar. Traore'nin çıkarken kaptırdığı topta kaleci Okan da kalesini gereksiz boşaltınca, Valencia beraberlik golünü attı. İsmail Kartal 2. yarıya 2 doğru değişiklikle başladı. Zajc'ı çıkarıp ofansif orta saha Pelkas'ı aldı. Rossi'yi de çıkararak takımı 10 kişi oynamaktan kurtarmış oldu. İkinci devreye Fenerbahçe hızlı ve etkili başladı. Pelkas bu sezon ilk defa gerçek yeri 10 numara pozisyonuna geçmesinin moraliyle takımının 2. golünü attı. Ondan sonra maçın tek hakimi Fenerbahçe'ydi.
CEM DİZDAR (FANATİK) - Günümüz futbolunda maç, orta sahada kazanılıp orta sahada kaybediliyor. Bu nedenle takımların orta saha savunmacıları pek göze görünmeseler de kritik önemdeki oyuncular oluyor. Dün akşam ilk 20 dakika Fenerbahçe’nin yaşadığı büyük sıkıntının nedeni bu oyuncu/oyuncuların yokluğuydu. Gustavo, İrfanCan ya da Ozan Tufan’dan en az birinin zorunlu yokluğunda taç atışından gelen topu onca pasa rağmen savunamamaları bu eksikten kaynaklanıyordu. İlk devre kaleci Altay Bayındır maçın kopup gitmesini engelleyen en önemli oyuncuydu onlar adına. Ferdi Kadıoğlu’nun ters kanatta Pelkas’ı bulduğu pozisyona kadar etkisiz kalan Fenerbahçe bu dakikadan sonra Giresun’un geriye büzüşmesiyle oyunu ele aldıysa da sürdüremedi. İkinci devre oyun değil ama Giresun’un yapabileceklerinin sınırı belli olunca bu kez oyuncu farkı belirleyici olmaya başladı. İki hücumcu değişikliğinin birinden de gol geldi… Ama ne gol! Yediğine benzer bir ev sahibi savunma düzensizliği içinde buldu galibiyet golünü Fenerbahçe.. Ve karşılaşma da süratle ülke vasatına döndü.
GÜNTEKİN ONAY (HÜRRİYET) - Fenerbahçe yorgun, moralsiz ve eksik idi. Üstüne bir de Giresunspor maça adeta 1-0 galip başladı. Sarı lacivertiler yedikleri erken golün şokunu yaşarken Giresunsporlular ise attıkları golün moraliyle üst üste ataklar ile farkı 2’ye çıkaracak pozisyonlar üretti. Ev sahibi takım, santrfor Umut Nayir 19. dakikada sakatlanınca Hakan Keleş yerine Süleymanov’u sahaya sürdü. Bu hamlenin ardından Giresunspor adeta kontak kapatmışçasına durdu. Sahanın yıldızı Mert Hakan’ın orta alanda kazanılan bir topun ardından yaptığı asistle gelen Valencia golü ise maçın dönüm noktası oldu. Bu golün ardından oyun üstünlüğünü ele geçiren Fenerbahçe, Giresunsporspor’un zaaflarından faydalanmayı bildi. Ev sahibi ekipte Diabate, Süleymanov ve Serginho aşırı bireysel oyunla, topla gereksiz fazla temas edip kayıplar yaşayınca ikili mücadelelerde daha diri olan Fenerbahçe, rakibine hiç pozisyon vermedi.
DENİZ ÇOBAN (FANATİK) - 46'da Valencia yerde kalınca Fenerbahçeliler penaltı bekledi. Rakibinin Valencia’ya penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu. 51'de Serdar ile Zek imücadelesinde Serdar sakatlanarak oyundan çıktı. Serdar sakatlanınca bir ara sahadan çıkmak istemedi .Hakem devreye girdi, Serdar’ı kenara gönderdi. Son UEFA genelgesi futbolun paydaşları tarafından tam olarak öğrenilemedi. Kafa sakatlanmalarında takım doktoru tam yetkili. Oyuncu devam etmek istese de teknik sorumlu oyuncusunu sahada tutmak istese de fayda etmez. Oynayıp oynayamayacağına takım doktoru karar verir.
ENGİN VEREL (AKŞAM) - Giresun takımını bu kadar kötü ve dağınık beklemiyordum. Buna karşın Fenerbahçe'nin oyunda Osayi, Mert Hakan, sonrasında Pelkas ve Sosa ile mücadeleye ağırlığını koymuş olmasına rağmen farklı galibiyeti kaçırmasının nedenlerini son vuruşu yapan futbolcuların zayıflığına bağlıyorum. Başta Berisha ve ne olursa olsun Valencia... Valencia takımın olmazsa olmazı, ancak kalecinin öne çıktığı pozisyonda topu boş kaleye atamaması hoş görülecek gibi değil. Zajc ve Rossi'ye gelirsek, onları da sezon sonunda Berisha ile birlikte uğurlamak lazım. Fenerbahçe'de dün en çok beğendiğim oyuncu Ferdi'ydi. Yine iki kişilik oynadı. Her şeye rağmen Fenerbahçe'nin Galatasaray deplasmanından sonra ilk kez deplasmanda 3 puan almasını önemsiyorum. Takımın toparlanmasında bu galibiyetin katkısı olacağını düşünüyorum. Ama birçok şey için geç kalındığını da vurgulamak zorundayım.