Golden State Warriors, 2009 NBA draftinin 7. sırasında Davidson Üniversitesi çıkışlı gard Stephen Curry’yi seçti. O dönem yeniden yapılanma veya kendi adlandırdıkları şekilde “We Believe” sürecinde olan takım, yıldız skorerleri Monta Ellis’in yanına potansiyeli yüksek bir guard eklemişti. 5. ve 6. sıralardan seçim hakkı bulunan Minnesota Timberwolves, tercihini sırasıyla Ricky Rubio ve Jonny Flynn’den yana kullanmıştı. Bu da Golden State’e Curry’yi seçme imkanı sundu.
Şutör özellikleri ve kalburüstü denebilecek top kontrolüyle Curry, Monta Ellis’in skorer olduğu yerde takımı besleyen faktör olarak konumlandırılıyordu. Ancak Curry ile beraber aynı sahayı paylaşma konusunda daha ilk günden dertleri olan Monta Ellis’in planları farklıydı. İlk sezonunda 80 maça çıkan Curry, %21.8’le kariyerinin en düşük usage rate’ine yani top kullanma sıklığına erişebiliyordu.
İkinci sezonda söz konusu oran %3’lük bir artış göstermiş olsa da Curry-Ellis iş birliği saha içinde sırıtmaya devam ediyordu. Curry ile oynadığı ilk sezonda 25.5 sayı ortalaması yakalayıp kariyer zirvesine ulaşan Ellis, birlikteliğin ikinci sezonunda ise 24.1 sayı ortalaması yakalamayı başarıyordu. Ancak ilk günden beri içinin ısınmadığı bu birliktelik, bireysel istatistikler haricinde ne kendisini ne takımı başarıya götürmeye yetmiyordu.
Bunun farkında olan tek kişi Monta Ellis değildi. Takımın danışmanlarından efsane Jerry West de oyuncunun gönderilmesi ve 2011 draftında 11. sıradan seçilen Klay Thompson’ın önünün açılması tavsiyesini veriyordu. Öyle ki West, zamanı gelince Minnesota Timberwolves’un Kevin Love - Klay Thompson merkezli takas teklifinin de reddedilmesinin baş mimarı olacaktı.
West’in tavsiyesi ve iki buçuk senelik verimsiz birlikteliğin ardından 2012 Mart ayında Monta Ellis Milwaukee Bucks’a takaslandı. Takasta karşılık olarak sakatlığı bulunan Andrew Bogut’un alınması tepkilere yol açtı. Tepkilerin temel kaynağı ise NBA’in en keskin skorerlerinden birinin takımdan sakatlığı bulunan bir oyuncu için gönderilmiş olmasıydı.
Belki de Golden State Warriors hanedanlığını bugün bu kadar özel kılan şeylerden biri de bu. Aynı dönem sürekli bilek sakatlıklarını yaşayan ve adeta “müzmin sakat” bir oyuncuya dönüşen Curry yerine gönderilmesi tercih edilen oyuncu Ellis olmuştu. Üstelik de hamlenin temel amacı, zamanla Splash Brothers anılacak olan ikilinin gelişimlerine beraber devam etmesinin amaçlanmasıydı. Ellis yerine Curry ve dolayısıyla ölümcül Curry-Thompson ikilisi tercih edilmişti. Bu ikiliyi en iyi tamamlayacak parçaysa 2012 draftinin 35. sırasına kadar düşecek ve Draymond Green Oakland’ın yolunu tutacaktı.
İktisatta çok basit bir kavram vardır, 'İktisada Giriş' dersinin ilk öğretisidir hatta; “Her seçiş bir vazgeçiştir.” Golden State Warriors, o günkü en büyük yıldızlarının ısrarıyla Curry’den vazgeçmiş olsaydı bugün bir hanedan olma fırsatından caymış olacaktı. Fakat onlar potansiyele yatırım yapmayı ve sabretmeyi seçtiler, sonucunda 2012 Haziran ayı itibarıyla oluşan bir araya gelen üçlü, geçtiğimiz haftalarda birlikte 4. şampiyonluklarını kazandılar.
Monta Ellis’e ne mi oldu? Kendisi önce Milwaukee ardından Dallas ve son olarak Indiana’da toplam 5.5 sezon daha geçirdikten sonra NBA kariyerini noktaladı. 2006-07 sezonunda En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu ödülünü alan Ellis, NBA şampiyonluğunu yaşayamadı ve kariyeri boyunca bir kere dahi All-Star seçilemedi.
Her şeye rağmen, sanılanın aksine Ellis’in Curry ile arası malum ayrılığın ardından oldukça iyiydi. Ellis, ayrılığın ardından Curry ile konuşup, taraftarların yapılan takasa karşı gösterdikleri tepkinin normal olduğunu ve buna göğüs germesi gerektiğini bile söylemişti.
Öyle ki Stephen Curry, 2018-19 sezonunun son iç saha maçı olan Los Angeles Clippers maçı öncesinde salona Monta Ellis’in Warriors dönemi formasıyla gelmiş ve kulübün geçiş sürecinde 6.5 sezon formasını terleten eski takım arkadaşını onurlandırmıştı. Ellis, bugün arkasına baktığında Curry ile birlikte oynamaya ayak uydurmadığı için pişman mıdır bilinmez. Söylemleri, pişmanlıktan ziyade hoşnutluğu ve saygıyı ön plana koyuyor, “Warriors’ta yaptığın şeylere saygı duyoyorum ve bunlardan dolayı minnettarım.” Öte yandan ikilinin eski takım arkadaşı Jeremy Lin’in de ikili arasında kişisel bir problem olmadığını belirttiği açıklamalar mevcut.
Kısacası ikili arasında bir husumetin olmadığını vurgulamak en doğrusu. Fakat Ellis’in Curry ile beraber başarıya ulaşamayacağını düşündüğünü yeniden belirtmek de aynı şekilde zaruri. Hoş doğruya doğru, Curry-Klay birlikteliği, Curry-Ellis birlikteliğinin vadettiklerinden çok daha olumlu sonuçlar doğurmuş gibi…