MEHMET DEMİRKOL (FANATİK) - Siyah-Beyazlılar’ın gerçek anlamda oyunun her anını domine etmesi gerekiyor. Önde dinamik oyunla rakibi çok yorarak zaafları bertaraf ediyorlar. Larin’in yüksek güvenle çaprazdan attığı gol sonrası Yumlu da sakatlanınca bir vites artırmak yetti de arttı. Beşiktaş’ı yarışta güçlü bir aday yapan, oyununu ritim üzerine inşa etmesi. Gerçek anlamda oyunun her anını domine etmeleri gerekiyor. Bu zor ve aynı zamanda bu kadro için zaruret. Düşen ritimde bir kontrol oyunu, savunma zaafları yaratıyor. Bu zaafları önde dinamik oyunla rakibi çok yorarak bertaraf ediyorlar. En iyi savunma hücumdur düsturunun değişik bir sürümü bu. Bu felsefenin temel dayanağı da; Souza, Atiba ve Aboubakar gibi oyuncuların bu mutlak görevin yılmak bilmeyen muhafızları oluşu... Dün maça 3 viteste başladılar ve Ghezzal’ın yokluğunda ritim de kendi standartlarının altında kalınca açık bulmakta zorlandılar. Ama bu baskı seviyesi bile Denizlispor için zordu.
ALİ ECE (FANATİK) - Beşiktaş ilk isabetli şutunu çektiğinde dakika 13’tü, topa %72 oranda sahip olmuştu. Belki Ghezzal, Rıdvan ve Cenk de olsalardı gol perdesini daha erken açabilecek kadar güçlü bir oyuna devam etti Beşiktaş. Lakin Ghezzal-Rıdvan-Cenk üçlüsü yokken ilk yarıdan 3 atıp 3 puanı cebe koymak, Beşiktaş’ı şampiyonluğun en büyük adaylarından yapan kolektif gücünün turnusol kâğıdı niteliğinde. Beşiktaş, ilk 11’de kim olursa olsun o 11 oyuncunun bireysel yetenek toplamından daha yetenekli bir takım gücünde oynuyor. Hücumda ve savunmada; savunmadan hücuma, hücumdan savunmaya geçişlerde herkes birbirinin kademesinde! Metin-Ali-Feyyaz+futbolcu Sergen döneminde beş dakikada Beşiktaş vardı, dün gece teknik direktör Sergen Yalçın yönetiminde bir dakikada iki gol atabilecek kadar etkili bir Beşiktaş... Bu skorla Beşiktaş 25 maçta 56 gol atarak Süper Lig’de bu dalda en yakın rakibinden 6 gol fazla atmayı başardı. Sergen Yalçın ilk göreve geldiğinde yaptığım, “Sergen Yalçın-Amadeus Mozart şefliği” benzetmesini halen anlamamış olan var mı?
UĞUR MELEKE (HÜRRİYET) - Süper Lig’de rakip ayırmaksızın kendi planını uygulamaya çalışan, hemen her dakika vitesi elinde tutmak isteyen, önlem alma değil aldırma odaklı iki ekip var: Biri Beşiktaş, diğeri de Alanyaspor. Her takımı izliyoruz, aklımız yettiğince her takımı yazmaya çalışıyoruz. Bana izlerken en çok keyif veren, yazarken de en derin düşünmeye iten takımlar bunlar. Dünkü Beşiktaş pozisyon buldu, pozisyon verdi. Goller attı, yiyebilirdi de. Ama keyif verdi her zamanki gibi. Seyretmesi gerçekten eğlenceli bir takım Beşiktaş...Futbolda her şey değişiyor, gelişiyor. Bir türlü değişmeyen ve direnen az sayıdaki şeyden biri sanırım şu: Korner öncesi oyuncu değişikliği muhakkak bir kafa karışıklığına neden oluyor. Hafta içinde Atalanta-Real Madrid maçını izlemişsinizdir. Gasperini, 86’da Real Madrid’in korneri öncesi iki değişiklik yaptı, Malinovskiy ve Palomino’yu oyuna soktu. Kısa sürede yaşanan o kafa karışıklığı Madridliler’in paslaşarak organize kornerini ve Mendy’nin golünü getirdi. Dün de 38’de Mustafa’nın sakatlığında Bakalorz girdi. Peşinden Beşiktaş korneri kullandı ve organize olamayan Denizli savunması ikinci golü yiyip aslında teslim bayrağını çekti. Futbol böyle bir oyun işte...
ÖMER ÜRÜNDÜL (SABAH) - 1 günlük ara Beşiktaş'ın alışıldık maç ritmini biraz bozunca, 22. dakikaya kadar saha içi görüntüleri olumsuzdu... Devre ortasına kadar Beşiktaş'ın temposu ve ofansif girişimleri çok yetersizdi. Bu bölümde iyi çalışan rakip karşısında pozisyon da yoktu tehdit de... Ayrıca takım savunmasında da sıkıntılar vardı. Bu ortamı rahatlatan Larin oldu. Bir hatayı değerlendirerek dar çerçeveden golü attı. Ardından birden tempo yükseldi, üst üste iki gol daha geldi ve maç orada zaten bitti... İkinci yarıda Beşiktaş fizik gücünü zorlamadan bir idman maçı havasında oyuna devam etti ve de 90 dakikayı tamamladı. Bu karşılaşmanın sonunda Sergen Yalçın'ın dikkatini çekmek istediğim gözlemlerim var. İlk devrede skorda denge varken iki, 3 gol atıldıktan sonra da iki olmak üzere 4 ciddi kale önü tehlikesi yaşandı. Rosier fizik açıdan iyi durumda, ofansif bindirmeleri de son derece etkili. Ama asli görevini zaman zaman ihmal ediyor.
ALİ GÜLTİKEN (SABAH) - Beşiktaş ve Denizlispor'un puan cetvelindeki yerlerine bakınca büyük fark görüyoruz... Bu farkın tesadüf olmadığını da ilk yarıdaki skor bize çok net gösterdi. Atılan gollere baktığımızda Larin'in ayağından gelen birinci gol; bir kanat organizasyonu... Aboubakar'dan gelen ikinci gol; bir duran top organizasyonunun devamıydı. Ljajic'in attığı golde; çok etkili bir kontratak organizasyonu gördük. Hızlı oyun, Ljajic'in ayağından golü getirdi. Bu goller, Beşiktaş'ın her türlü hücum organizasyonunu yapabilecek bir takım olduğunu açık bir şekilde gösterdi. Oyunu çözebilecek çok argümanı var. Beşiktaş, vitesi yükselttiğinde istediğini alabilen bir takım. Denizlispor karşısında 3-0'ı bulduktan sonra oyunu kontrol ederek maçın sonunu getirdi. Bütün bunlar Beşiktaş'ın takım olarak olgunluk seviyesini gösteriyor. Öncelikle iyi takım olma seviyesinden, oyun dengesini oturtan bir takıma sonrasında da dün gördüğümüz gibi olgunlaşan, oyunu yorumlayan, istediği zaman skoru elde edebilen maçı da arzu ettiği gibi noktalayan bir takım haline geldi. Bu seviye çok değerli.
BÜLENT TİMURLENK (SABAH) - Denizlispor, Beşiktaş kadar sıkı idman yapıyor mudur? İhtimal dahilinde... Denizlispor, Beşiktaş kadar dayanıklı ve 90 dakika ayakta kalabilen bir takım mı? Hayır... Denizlispor'un kadro kalitesi bu maçta kafa kafaya oynamak için yeterli mi? Hayır... O zaman ne yapacak Denizli? Kalesini iyi savunacak. Bizde kaleyi iyi savunmak kalenin önünde kalabalık yapmak olarak anlaşıldığından, bay hafta sonrasında vidaları hafif gevşeyerek sahaya çıkan Beşiktaş gol için ilk 20 dakikayı pas geçti. Rodallega'nın net pozisyonu sonrasında kendine gelen Kartal, 17 dakikada imha etti rakibini... Rıdvan Yılmaz ve Rachid Ghezzal, Beşiktaş'ın hücumlarında asist ve kilit pasın baş aktörleri. İkisi de sahada olmadığında iş yükü Atiba'nın derin oyununa kalıyor. Dün sakatlık sonrasında kulübede başlayan Ghezzal'a iş düşmemesinin sebebi de sağ kanatta Rosier ve N'Koudou'nun istekli oyunuydu.